Yakın zamanda tüm ekonomi sitelerinde Yemeksepeti’nin 589 milyon $’a satıldığını okumuştuk. Hatta bir çoğumuz “Ah be abi.. Valla adam aklımdakini benden önce yapmış.. Keşke ben yapsaydım..” diyerek içimizdeki girişimsizliğe hayıflanmıştık.
Aradan bir süre geçtikten sonra Nevzat Aydın’ın Ayşe Arman’a verdiği röportajla satıştan sonra çalışanlarına 27 Milyon $ dağıttığını öğrendik. 2012 verilerine göre Yemeksepeti’nde 206 kişi çalışmakta. ( Kaynak: http://webrazzi.com/2012/06/11/e-ticaret-istihdam/ ) Bu parayı unvan ayrımı olmadan dağıttığını düşünürsek 27 milyon/206 = Kişi başı 131.067 $ ediyor. Doları 30.07.2015 kuruna göre 2,75 TL’den hesaplarsak kişi başı 360.434 TL etmektedir. Nevzat Aydın’ın röportajında belirttiği gibi bu insanların hayatına direkt etki edecek düzeyde bir tutar..
Türkiye’de hepimizin yakinen bildiği bir hikâye vardır. “Ama işin aslı öyle değil..” diye başlar. Bu tip reklamsı hareketlerde işin aslının değişik olduğu gelir insanın aklına. Nevzat Aydın çalışanlarına dağıttığı primi basınla paylaşarak aslında 27 milyon $’dan değeri daha yüksek olan PR yapmıştı. Benim gibi bir züğürt bile işi gücü bırakıp kişi başı düşen primi hesapladı. Hiç para almadığım halde Nevzat Aydın’ı bloguma taşıdım 🙂
Bu konunun “Ama işin aslı öyle değil..” hikayesine dönmemesi için Yemeksepeti’nde prim alanların ortak bir bildiri yayınlamasını rica ediyorum. Desinler ki “Evet kardeşim cefasını çektik şimdi sefasını sürüyoruz.. Bu işle bizde paramıza para kattık.. Nevzat Aydın adam başı … TL parayı hesaplarımıza yatırmıştır..” Eğer bu açıklama gelmezse bu konu “Ama işin aslı öyle değil..” hikayesi olarak kalacak. Çünkü reklamların güven zedelediği çok durum yaşadık. Örneğin reklamlarda 1 ayda dişimizi beyazlatacağı söylenen diş macunu dişimizi hiç bem beyaz yapmadı.. Adalar manzaralı olarak satılan evler adaları teleskopla gösterdi.. Güçlü temizleyici deterjanlar renklileri daha renkli yapmadı. Hepsi birer “Ama işin aslı öyle değil..” hikayesi..
Bana göre bu hikaye çalışanlardan açıklama gelinceye kadar “Ama işin aslı öyle değil..” hikayesidir.