İçinde bulunduğumuz karmaşık dünyanın her dakikasında farklı vakalarla karşılaşıyoruz. Bu farklı vakalardan yaptığımız çıkarımların adı (çoğu zaman kötü sonuçlananlar) tecrübe oluyor. Hayatın eğitim metodu böyle.. Kendimizi okyanusun içinde yüzme öğrenmeye çalışırken buluyoruz.
Hayatın önemli kısmını kaplayan iş hayatında da eğitimin yeri yadsınamaz. Ama eğitilecek kitle için bazı şeylerin farkında olmak gerekiyor. Karşınızda belirli tecrübeler edinmiş, deneyim kazanmış ne istediğini bilerek karşınıza gelen bir kitle var. Bir eğitimi içselleştirebilmesi için “bunu öğrenmek bana ne katacak?” sorusuna cevap bulması gerekir.
İş hayatındaki eğitimlerde beklenen sonuç davranış/tutum değişikliğidir. Bu sonuca varılmadığı sürece eğitimler eğlenceli vakit geçirilen ( ya da can sıkıcı bulunan) etkinliklerden öteye gitmemektedir.
Yetişkin bir bireyin eğitimde aradığı cevapları bulabilmesi için “Yetişkin Öğrenme Teorisi (Androgoji)” kavramı karşımıza çıkıyor. Yetişkin Eğitimi kavramı Malcolm Knowles tarafından bulunmuş bu konunun atası olarak kabul edilmektedir.
Malcolm Knowles’a göre yetişkin öğrenimi varsayımları şöyledir(1):
- Yetişkinler neden öğrendiklerini bilmeye ihtiyaç duyar.
- Yetişkinler kendi kendilerini yönetme ihtiyacı duyarlar.
- Yetişkinler öğrenme ortamına daha fazla işle ilgili tecrübe getirirler.
- Yetişkinler öğrenme sürecine sonuç odaklı bir yaklaşım tarzıyla girerler.
- Yetişkinler öğrenmeye iç ve dış unsurlar vasıtasıyla motive olurlar.
Yetişkin Öğrenme Teorisi eğitmen yetiştirme programlarında ve eğitim içeriği oluşturmada mutlaka ele alınması gereken bir konu. Eğitime katılan kişiler uzun yıllar süren formel (pedagojik) eğitimden geçtikleri için aynı şeyleri duymak istemiyorlar..
Faydalanılan Kaynak:
1- Canan Çetin, İnsan Kaynaklarının Eğitim Ve Gelişimi