İş ve Yönetim

KategoriBireysel Farkındalık

Bir İK Blogger Yakınması

İK Blog yazmak bir gönüllülük işi. Harcayacak zamanı ve bilgisi olan ik bloggerlar sosyal sorumluluklarını yerine getirmek için yazılarını dijital kütüphanelerine ekliyor. Konuların belirlenmesi, yazı içeriğinin oluşturulması, konuyla ilgili araştırma yapılması, diğer bloggerların yazılarının incelenmesi derken gözle görülmeyen büyük bir emek söz konusu.

İK bloglarının başlıca müşterileri insan kaynaklarında çalışanlar ve çalışmak isteyenler. İK Bloglar insan kaynakları dünyasının “dijital” kamuoyunu oluşturuyor. İnsan Kaynakları ile ilgili eleştirileri ve güncel bilgileri içinde barındıran dijital bir kamuoyu..

İK Blog içeriklerinde değişimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Yazılarımızın niteliğinin artabilmesi için iki konuda desteğe ihtiyacımız var:

  • Daha geniş bir çalışma alanına ihtiyacımız var: İnsan Kaynakları dünyasında araştırma yapabileceğimiz çalışma sahası oldukça kısıtlı. Bilgisini paylaşmak isteyen (paylaşabilecek) kurumların (Özel sektör, Kamu, STK) kapılarını ik bloggerlara açması ve çalışma alanımızın genişlemesi gerekiyor.
  • Daha fazla iletişime (bilgi paylaşımına) ihtiyacımız var: İyi örnekleri geniş kitleler ile paylaşabilmek için bilgi paylaşımının artmasına ihtiyacımız var. Her başarılı uygulamayı bloggerlar tek başına takip edemez. Bundan haberdar edildiği takdirde tüm İK bloggerların paylaşmaktan çekinmeyeceğini düşünüyorum. Teknoloji firmaları yeni ürünlerini piyasaya sürmeden önce bloggerlara ileterek kullanıcı deneyimlerini paylaşmalarını istiyor. Benzer bir uygulamanın yeni ik uygulamaları için bloggerlar arasında yapılabilir.

Bu iki faktör geliştiğinde kitabi bilgiden uzaklaşan, sadece bloggerın deneyimine bağlı kalmayan, uygulama örnekleri ile içeriği zenginleşen ik bloglarının çoğalacağına inanıyorum.

Bu faktörlerin haricinde ihtiyaç duyulan destekleri yorum bölümünde sizler de paylaşabilirsiniz.

Faydalı bulduysan paylaş;

Kıssadan Hisse: Cevap Gözünün Önünde

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet, bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakında ki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı: “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış”;

Fizikçi: “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş”;

Jeolog: “Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış”;

Matematikçi: “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış”;

Antropolog: “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarı kurmuş.” der.

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:

“Boru yetmedi de efendim!”

Kıssadan Hisse: Bazen derinlerde aradığınız cevaplar gözünüzün önündedir..

Faydalı bulduysan paylaş;

İğne Benim İçin Çuvaldız Başkası İçin

İK Blogger arkadaşlarım Burçin Şoray Erdağ ve Gökhan Yılmaz yaklaşık 1 ay önce “İnsan Kaynakları Bloglarına Eleştirisel Bakış” başlığı altında objektif bir yazı yayınladılar. (İlgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.)

Yazıları domino etkisi yaptı, bloggerlar tarafından ilgi gördü ve birçok arkadaşım kendi bloguna ait özeleştirilerini yayınladı. ( Özeleştirilerin toplu halini sevgili Burçin Şoray Erdağ kendi sitesinde yayınladı. Özeleştirilere buradan ulaşabilirsiniz.) Devamını Oku

Faydalı bulduysan paylaş;