Öncelikle şunu belirteyim ne BİM çalışanıyım ne de bu yazı BİM sponsorluğunda yazıldı 🙂 . Sübliminal ya da açık mesaj vermenin derdinde de değilim. Her şey kendi kendime BİM mağazaları adına bir şeyi merak etmemle başladı.
Sosyal medya üzerinden sorduğum bu soruyla ilgili güvenlik amaçlı olması, hava sirkülasyonunun önlenmesi, tüm mağazanın gezilmesi, personel tasarrufu, karlılığın artırılması gibi birbirinden farklı cevaplar aldım.
Malum günümüz sosyal medya dönemi olduğu için bu soruyu sosyal medya üzerinden yetkililere iletmek istedim. Ancak BİM sosyal medya hesabı kullanmıyor 🙂 Türkiye’nin en değerli 9. Markası (1) olan BİM modern yönetimde olmazsa olmaz denen bir takım argümanları kullanmıyor. Gözlemlediklerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Maddelere malumu ilam ederek (bilineni söyleyerek) başlayalım:
- BİM zincir süpermarketler gibi raf sistemi kullanmıyor. Birçok ürününü orijinal kolisi içinde sunarak raf maliyetlerinde ciddi karlılık sağlıyor.
- BİM mağazalarında güvenlik görevlisi, x-ray cihazı gibi önlemler yer almıyor. 24 saat kamera ile güvenlik takibi yapılıyor.
- Birçok kurumsal iletişim uzmanının “Sosyal medya kullanımı olmazsa olmaz!!” söylemi BİM’i etkilememiş. BİM’e ait sosyal medya hesabı yok.
- Bildiğim kadarıyla (son dönemde açtıkları FİLE mağazaları hariç) BİM’in insan kaynakları bulunmuyor. İşe alım süreçleri mağaza ve bölge müdürleri tarafından gerçekleşiyor.
- Yakın zamana kadar kariyer portalı kullanmayan BİM yeni girişimi olan FİLE’den sonra kariyer.net ile işbirliği yapmış durumda. Ancak halen elden ve mail ile cv kabulü yapılıyor.
- Gözlemlediğim kadarıyla insan kaynakları profesyonellerinin “işveren markası” deyimi de BİM’de yerini almamış. Dışarı yansıyan herhangi bir işveren markası çalışması bulunmuyor .
Başlığı kadar içeriğini oluştururken de “Acaba her modern yönetim metodu uygulanmalı mı?” Sorusunu sormaktan kendimi alamadım.
Sizde yorum bölümünde “siyaset ve hakaret içermeyen” fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Faydalanılan Kaynaklar:
BİM pazarlamada hep tavsiye edilen ama kimsenin yapmaya cesaret edemediği farklılaşma stratejisini ( bilmeden ) uyguluyor kanımca. Standart zincir marketçilik zihniyetini yıkarak pazara yeni bir akım getirmiş ve yaptığı uygulamaları takip eden markaların sayısı artmaya başlamıştır.
Yazıda belirtilen insan kaynakları modeli ise çok mantıklı. Çevredeki insanları çalıştırarak belkide insanların nezdinde standart bakkal amca anlayışını canlandırıyor. Bim zaten bakkallar gibi sokak aralarında olduğundan insanlar tanıdıkları vasıtası ile alışveriş yapmayı tercih ediyor olabilir.
Ayrıca x-ray cihazı gibi güvenlik önlemleri almamaları insanlara size güveniyoruz mesajı veriyor bence ( yada onlar bilerek vermese de toplumun aldığı mesaj bu olabilir). Bu sebeple insanlar mahalle bakkalından alışveriş yapma konforu ve düşüncesi ile bu modeli tercih ediyor olabilir.
Bim in sosyal medya kullanmaması da yukarıda belirttiğim gibi bakkal mantığında işletildiğinden olabilir. Fakat günümüzde sayısı şuan çok az olsa da bakkalar bile sosyal medya kullanarak müşteri hedefliyor, drone kullanarak dağıtım yapıyor. Tek farkları bim kadar ucuz değiller.
Aslında bakkalar birliği diye bir yapı oluşturularak merkezi bir satın alma gücü elde edilse BİM, A101 gibi markalara çok rahat rakip olacaklarına inanıyorum. 🙂
Herkese iyi çalışmalar dilerim…
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim Osman bey.
Selamlar,
Bim Almanya’daki Aldi Market’inin stratejisini kendisine birebir alarak uygulamıştır. Aynı şekilde en önemli rakibi olan A101 ise Lidl’ın stratejisini benimsemiştir. Bu stratejiler ne özgün, ne bilinçsiz, ne de modern çağın gerisinde.
İyi çalışmalar
Selçuk bey merhaba;
Yazının içeriğinde ticari olarak herhangi bir eleştiri yer almıyor. Konuya sadece insan kaynakları penceresinden baktım ve kendi gözlemlerimi sundum. Ticari karlılık, mağaza psikolojisi vb. konular uzmanlık alanım olmadığı için eleştiremem.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Böyle tartışmaya açık konularda çevresel talepler ve durumsallık ilkesi mutlaka gözetilmeli. Modern yönetim kavramından, en yeni yönetim şeklini ve süreçlerini değil, çevresel talepleri ve durumsal şartları en iyi karşılayan yönetimsel süreçleri anlamak gerekir diye düşünüyorum.
Konuya, İK boyutundan baktığımda şunu görüyorum. BİM’in kurumsal bir İnsan Kaynakları departmanına veya politikasına sahip olmaması da bu taleplerin ve durumsallığın sonucunda. Zira, modern insan kaynakları uygulamalarının hiçbirisine ihtiyaç duymayacağınız bir yapı söz konusu burada. Ürün fiyatları öyle bir noktaya kadar iniyor ki, gelen müşterinin çalışanlardan hizmet alma gibi bir beklentisi yok. Aynı şekilde, firmanın da müşteri için hizmet üretme kaygısı veya çalışanlarda bağlılık oluşturma veya yetkinliklerini artırma yönünde hedefleri.
Bu vb. fonksiyonların önemli olduğu bir örgütte, BİM’in İK modelini uygulama şansınız yoktur diye değerlendiriyorum.
Selamlar
Onur bey kıymetli ve katma değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Perakendede İK yapmış birisi olarak bahsettiğiniz zorluklara katılıyorum. Sektörde İK yapmak zor olsa da imkansız değil diye düşünüyorum. Perakendeciliğin dinamiklerini tekrar gözden geçirip, en önemli sermayesi olan “insana” daha fazla değer vermesi gerekiyor. 3 vardiya çalışılacak yerde 2 vardiya ile işi kurtarmaya çalışıldığı sürece sadakatsiz ve işi önemsemeyen insanların sayısını arttırmaktan öteye maalesef gidilemiyor.
Burada sadece İK’nın değil, perakende patronlarının bakış açısının da önemli olduğunu düşünüyorum.
Selamlar.