İş hayatında son dönemde özellikle “Yöneticim beni anlamıyor” “Fikirlerime değer verilmiyor” “Üretemediğim için işimden ayrılıyorum” sözlerini sıkça duyuyorum. Bu durumu hem çalışan hem de yönetici açısından ele almakta fayda görüyorum.
Çalışanlar yeteneklerini kullanmak için fırsatın önlerine konmasını beklerken, yetenekleri ile işin üstesinden gelebileceklerine “ikna etme”ye nedense yanaşmıyorlar. Bir yeteneğin varlığını ortaya koymanın en güzel yolu yöneticiyi ikna etmek ve yeteneği icraya dönüştürmektir. Yetenekler icraya dönüşmediği için kaybolup gidiyorlar. “Zeki ama çalışmıyor, çalışsa yapar..” öğrenci grupları durumu çok net şekilde özetliyor.
Yöneticiler ise çalışanları çok fonksiyonlu kullanmayı düşünmek yerine “Verileni yapsın yeter..” eğilimindeler. Hâlbuki çalışanını doğru tanıyan yönetici onun farklı yetkinliklerinin ortaya çıkmasını sağlayarak hem kariyer gelişiminde hem de farkındalığının artmasına katkıda bulunabilir. Farkındalığı yüksek çalışanlar nitelikli işlerin parçası olurlar. Yeteneğini anlamadığınız çalışanı hem geliştiremez, hem de yönetemezsiniz.
İdeal yönetici yeteneğin icraya dönüşmesine olanak sağlayan, ideal çalışansa yetenekleri için uygun zemini kollayarak ortaya koymaya çalışandır.
Her ikisi de bu konuda isteksizse icrası olmayan projeler bizi bekliyor demektir..